Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa
Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa
Gazi Osman Paşa, 1833 yılında Tokat’ta doğmuştur. Babası Yağcı oğullarından Mehmet Efendi, Annesi Şakire Hatun’dur.
Bir müddet sıbyan mektebine (İlkokul) devam ettikten sonra, Beşiktaş Askeri Rüştiyesine 1844 yılında da Askeri İdadi (Askeri Lise) ye yazılmıştır. 1853 yılında Teğmen rütbesiyle Harb okulundan mezun olmuştur. Aynı yıl Kırım harbi çıktığı için, harbin ilan edilmesi ile birlikte Osman Bey, Kurmay sınıfına alınarak Rumeli'deki orduya gönderilmiştir. Kırım Harbinde gösterdiği başarılı hizmetlerinden dolayı Rütbesi Üst Teğmenliğe terfi ettirilmiştir. Kırım Harbi bitince Yüzbaşı Rütbesi ile İstanbul’a dönerek Harp Akademisindeki öğretimini tamamladıktan sonra bir müddet Genel Kurmay Başkanlığında çalışmış ve bu sırada rütbesi Kolağalığa terfi ettirilmiştir.
Osman Bey, 1859 yılında Osmanlı Ülkesinin nüfus sayımı ve kadastro çalışmalarında bulunmak üzere Bursa’ya gönderilmiştir. İki yıl burada kaldıktan sonra 1861 yılında Rumeli Yenişehir tayin edilmiştir.
Lübnan Yemen isyanlarının bastırılmasında gösterdiği başarılardan dolayı rütbesi Tuğgeneralliğe yükseltilmiştir.
Osman Paşa 1873 yılında Yeni Pazar Tümeni Komutanlığına tayin edilerek rütbesi Tümgeneralliğe terfi ettirilmiştir.
Osman Paşa 1875 yılında Merkezi Erzurum’da olan IV. Ordu Kurmay Başkanlığına tayin edilmiştir. Bu sırada Balkanlardan çıkan kargaşalıktan dolayı aynı yıl Niş’e gönderilmiştir. Bu esnada Vidin Komutanı Yaver Paşa, Anadolu'da başka bir vazifeye memur edildiği için yerine Osman Paşa getirilmiştir.
Osman Paşa 1876 yılında Osmanlı Devletine savaş ilan eden Sırplara karşı başarılı mücadelelerde bulunarak 6 Ağustos 1876’da Zayçar’ı zapt etmiştir. Bu başarısından dolayı kendisine ikinci rütbe Mecidiye Nişanı ile “Müşirlik” rütbesi verilmiştir.
Osman Paşa’yı unutulmaz yapan ve ününü Dünyaya duyuran hiç şüphesiz Plevne Muharebelerinde göstermiş olduğu olağanüstü başarılarıdır. Bu muharebelerde, kendi kuvvetlerinden kat kat üstün olan düşman kuvvetlerine karşı harp okullarında ders olarak okutulan savunmalarda bulunmuştur. Osman Paşa’nın Plevne Muharebelerinde göstermiş olduğu bu başarılar üzerine kendisine II. Abdulhamit tarafından “Gazi” lik beratı verilmiştir. Gazi Osman Paşa düşmanları tarafından da takdir edilmiştir. Nitekim Huruç Hareketi sırasında yaralanarak esir düştüğü sırada, kendisinden alınan kılıcı, Rus Başkumandanı Grandük Nikola tarafından esirlik kurallarına aykırı olarak iade edilmiş ve bir misafir gibi ağırlanmıştır.
Gazi Osman Paşa, Plevne muharebelerinden sonra, esir olarak gittiği Rusya'dan II. Abdulhamid’in girişimleriyle 13 Mart 1878 tarihinde İstanbul’a dönmüştür. İstanbul’a dönüşünün ertesi günü Hassa Müdüriyeti'ne getirilmiştir. 5 Kasım 1878 tarihinde de Mabeyn Müşirliğine tayin edilmiş ve ölünceye kadar bu görevde kalmıştır.
Gazi Osman Paşa’nın mevcut vazifeleri muhafaza edilerek, 12 Aralık 1878 tarihinde Seraskerliğe tayin edilmiş ve Temmuz 1880 tarihine kadar bu görevde kalmıştır. Daha sonra bu göreve 3 defa daha tayin edilmiş ve takriben 7 yıl bu görevde kalmıştır.
Gazi Osman Paşa, sükunetli ve sabırlı bir ruh yapısına sahipti. sade yer , sade giyer, dünya nimetlerine karşı ihtirası görülmezdi. vazifesi dışında münzevi bir hayat yaşardı. muharebe meydanlarında yemeklerini az ve tek başına yer, abur cubur şeyler yemekten şiddetle kaçınırdı.
Hayatta en büyük zevki, kendisine emanet edilmiş askerleriydi. onların her türlü dertleriyle ilgilenir, askerlerini korkutarak değil sevgiye dayanarak yetiştirirdi. Emri altındaki erlere, subaylara örnek teşkil etmek bakımından Plevne Muharebeleri esnasında Plevne’de kendisine tahsis edilen evde ikamet etmeyerek, askerler gibi çadırında ikamet etmiş ve onlarla aynı şartları ve imkanları paylaşmıştır.
Gazi Osman paşa mağlubiyet diye bir kelimeyi tanımak istememiş hadiseler en kötü bir şekil aldığı zaman bile onun itidali sükuneti ve itimadı sarsılmamıştır. Tüm olumsuz şartlara rağmen ne kaçmak ve nede teslim olmak onun bir an bile aklına gelmemiştir.
Gazi Osman Paşa’ya duyulan sevgi ve saygının bir neticesi olarak adına şiirler ve marşlar söylenmiş ismi kasabalara, semtlere ve okullara verilmiştir. O kazanmış olduğu haklı şan ve şöhretinden dolayı her zaman saygı, hürmet ve minnetle anılacaktır.
Gazi Osman Paşa, 1833 yılında Tokat’ta doğmuştur. Babası Yağcı oğullarından Mehmet Efendi, Annesi Şakire Hatun’dur.
Bir müddet sıbyan mektebine (İlkokul) devam ettikten sonra, Beşiktaş Askeri Rüştiyesine 1844 yılında da Askeri İdadi (Askeri Lise) ye yazılmıştır. 1853 yılında Teğmen rütbesiyle Harb okulundan mezun olmuştur. Aynı yıl Kırım harbi çıktığı için, harbin ilan edilmesi ile birlikte Osman Bey, Kurmay sınıfına alınarak Rumeli'deki orduya gönderilmiştir. Kırım Harbinde gösterdiği başarılı hizmetlerinden dolayı Rütbesi Üst Teğmenliğe terfi ettirilmiştir. Kırım Harbi bitince Yüzbaşı Rütbesi ile İstanbul’a dönerek Harp Akademisindeki öğretimini tamamladıktan sonra bir müddet Genel Kurmay Başkanlığında çalışmış ve bu sırada rütbesi Kolağalığa terfi ettirilmiştir.
Osman Bey, 1859 yılında Osmanlı Ülkesinin nüfus sayımı ve kadastro çalışmalarında bulunmak üzere Bursa’ya gönderilmiştir. İki yıl burada kaldıktan sonra 1861 yılında Rumeli Yenişehir tayin edilmiştir.
Lübnan Yemen isyanlarının bastırılmasında gösterdiği başarılardan dolayı rütbesi Tuğgeneralliğe yükseltilmiştir.
Osman Paşa 1873 yılında Yeni Pazar Tümeni Komutanlığına tayin edilerek rütbesi Tümgeneralliğe terfi ettirilmiştir.
Osman Paşa 1875 yılında Merkezi Erzurum’da olan IV. Ordu Kurmay Başkanlığına tayin edilmiştir. Bu sırada Balkanlardan çıkan kargaşalıktan dolayı aynı yıl Niş’e gönderilmiştir. Bu esnada Vidin Komutanı Yaver Paşa, Anadolu'da başka bir vazifeye memur edildiği için yerine Osman Paşa getirilmiştir.
Osman Paşa 1876 yılında Osmanlı Devletine savaş ilan eden Sırplara karşı başarılı mücadelelerde bulunarak 6 Ağustos 1876’da Zayçar’ı zapt etmiştir. Bu başarısından dolayı kendisine ikinci rütbe Mecidiye Nişanı ile “Müşirlik” rütbesi verilmiştir.
Osman Paşa’yı unutulmaz yapan ve ününü Dünyaya duyuran hiç şüphesiz Plevne Muharebelerinde göstermiş olduğu olağanüstü başarılarıdır. Bu muharebelerde, kendi kuvvetlerinden kat kat üstün olan düşman kuvvetlerine karşı harp okullarında ders olarak okutulan savunmalarda bulunmuştur. Osman Paşa’nın Plevne Muharebelerinde göstermiş olduğu bu başarılar üzerine kendisine II. Abdulhamit tarafından “Gazi” lik beratı verilmiştir. Gazi Osman Paşa düşmanları tarafından da takdir edilmiştir. Nitekim Huruç Hareketi sırasında yaralanarak esir düştüğü sırada, kendisinden alınan kılıcı, Rus Başkumandanı Grandük Nikola tarafından esirlik kurallarına aykırı olarak iade edilmiş ve bir misafir gibi ağırlanmıştır.
Gazi Osman Paşa, Plevne muharebelerinden sonra, esir olarak gittiği Rusya'dan II. Abdulhamid’in girişimleriyle 13 Mart 1878 tarihinde İstanbul’a dönmüştür. İstanbul’a dönüşünün ertesi günü Hassa Müdüriyeti'ne getirilmiştir. 5 Kasım 1878 tarihinde de Mabeyn Müşirliğine tayin edilmiş ve ölünceye kadar bu görevde kalmıştır.
Gazi Osman Paşa’nın mevcut vazifeleri muhafaza edilerek, 12 Aralık 1878 tarihinde Seraskerliğe tayin edilmiş ve Temmuz 1880 tarihine kadar bu görevde kalmıştır. Daha sonra bu göreve 3 defa daha tayin edilmiş ve takriben 7 yıl bu görevde kalmıştır.
Gazi Osman Paşa, sükunetli ve sabırlı bir ruh yapısına sahipti. sade yer , sade giyer, dünya nimetlerine karşı ihtirası görülmezdi. vazifesi dışında münzevi bir hayat yaşardı. muharebe meydanlarında yemeklerini az ve tek başına yer, abur cubur şeyler yemekten şiddetle kaçınırdı.
Hayatta en büyük zevki, kendisine emanet edilmiş askerleriydi. onların her türlü dertleriyle ilgilenir, askerlerini korkutarak değil sevgiye dayanarak yetiştirirdi. Emri altındaki erlere, subaylara örnek teşkil etmek bakımından Plevne Muharebeleri esnasında Plevne’de kendisine tahsis edilen evde ikamet etmeyerek, askerler gibi çadırında ikamet etmiş ve onlarla aynı şartları ve imkanları paylaşmıştır.
Gazi Osman paşa mağlubiyet diye bir kelimeyi tanımak istememiş hadiseler en kötü bir şekil aldığı zaman bile onun itidali sükuneti ve itimadı sarsılmamıştır. Tüm olumsuz şartlara rağmen ne kaçmak ve nede teslim olmak onun bir an bile aklına gelmemiştir.
Gazi Osman Paşa’ya duyulan sevgi ve saygının bir neticesi olarak adına şiirler ve marşlar söylenmiş ismi kasabalara, semtlere ve okullara verilmiştir. O kazanmış olduğu haklı şan ve şöhretinden dolayı her zaman saygı, hürmet ve minnetle anılacaktır.
Geri: Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa
Gazi Osman Paşa Marşı [değiştir]Tuna Nehri akmam diyor,
Etrafımı yıkmam diyor,
Şânı büyük Osman Paşa,
Plevne’den çıkmam diyor.
Karadeniz akmam dedi.
Ben Tuna’ya bakmam dedi.
Yüz bin Moskof gelmiş olsa,
Osman Paşa korkmam dedi.
Kılıcını vurdu taşa,
Taş yarıldı baştan başa,
Şânı büyük Osman Paşa,
Askerinle binler yaşa.
Düşman Tuna’yı atladı,
Karakolları yokladı.
Osman Paşanın kolunda,
Beş bin top birden patladı
Etrafımı yıkmam diyor,
Şânı büyük Osman Paşa,
Plevne’den çıkmam diyor.
Karadeniz akmam dedi.
Ben Tuna’ya bakmam dedi.
Yüz bin Moskof gelmiş olsa,
Osman Paşa korkmam dedi.
Kılıcını vurdu taşa,
Taş yarıldı baştan başa,
Şânı büyük Osman Paşa,
Askerinle binler yaşa.
Düşman Tuna’yı atladı,
Karakolları yokladı.
Osman Paşanın kolunda,
Beş bin top birden patladı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz